Yeni Kardeş Sitemiz catlakkazan.funpic.de/ Sitemiz Açılmıştır. By CRuSHinGTuRK ™
 
Harry Potter FaN SersemLet
SersemLet Menü  
  Ana Sayfa
  Forum
  Anketler
  Galeri
  Yararlı Linkler
  SersemLet Top List
  -Hp Kitapları
  => Felsefe Taşı
  => Sırlar Odası
  => Azkaban Tutsağı
  => Ateş Kadehi
  => Zümrüdüanka Yoldaşlığı
  => Melez Prens
  => Ölüm Yadigarları
  -Hp Filmleri
  -Oyuncular
  Sersemlet Bannerlar
  Bize Yazın
  İletişim (Msn) & Reklam
  Ziyaretçi defteri
Sitemiz resmi olmayan bir bilgi ve eğlence sitesidir. Amacı; Harry Potter hayranlarına merak ettiklerini bulabilecekleri bir kaynak oluşturmaktır. Sitede Yayınlanan Tüm Eserlerin Telif Hakları SersemLet'e Aittir. Eserlerin tamamının ya da bir bölümünün SersemLet'in yazılı izni olmaksızın herhangi bir şekilde kopyalanması veya çoğaltılması yasaktır. Eserlerde yer alan görüşler yazarlara aittir ve SersemLet'e bağlayıcı nitelikte değildir. ------------------- 2007 © SersemLet-Yönetim Kurulu (Her Hakkı Saklıdır)
Azkaban Tutsağı

Özet

Marge Hala’nın Şişmesi…

“Araba kazasında öldüler, seni pis küçük yalancı ve seni bu namuslu, çalışkan insanların başına yük olmaya bıraktılar” diye feryadı bastı, öfkeyle şişmişti. “Sen küstah, nankör küçük-“
Ama Marge Hala birden konuşmayı kesti. Bir an için söyleyecek söz bulamamıştı sanki. Şişiyor gibiydi, ifade edilemez bir kızgınlıkla – ama şişmesi durmuyordu. Koca kırmızı yüzü genişlemeye başladı, minik gözleri yerinden uğradı, ağzı da konuşamayacak kadar gerildi. Bir saniye sonra tüvit ceketinin birkaç düğmesi yerlerinden fırlayıp duvarlardan sekti – dev bir balon gibi şişiyordu. (Azkaban Tutsağı/Sayfa:40)

 


Harry’nin Evden Kaçması…

Harry, kimse onu durduramadan yemek odasından çılgın gibi çıktı, merdivenin altındaki dolaba yöneldi. O yaklaşırken, dolap kapısı sihirli bir şekilde açıldı. Birkaç saniyede sandığını, güçlüklede olsa , ön kapıya taşımıştı. Yukarı fırladı ve kendini yatağın altına atarak gevşek tahtayı çıkardı, kitapları ve doğum günü armağanlarıyla dolu yastık kılıfını aldı. Sürünerek çıktı, Hedwig’in boş kafesini kaptı, aşağıya, sandığının yanına koştu. Tam o sırada Vernon enişte, pantolonunun bir paçası kan içinde ve parçalanmış, yemek odasından dışarı fırladı.
“ÇABUK BURAYA GEL!” diye böğürdü. “BURAYA DÖN, DÜZELT ONU!”
Ama Harry’yi tepeden tırnağa pervasız bir öfke bürümüştü. Sandığını bir tekmede açtı, asasını çıkardı ve Vernon Enişte’ye doğrulttu.
Soluk soluğa, “Hak etti bunu,” dedi. “Layığını buldu. Benden uzak dur.”
El yordamıyla arkasında kapının kilidini aradı.
“Ben gidiyorum,” dedi. “Artık canıma yetti.”
(Azkaban Tutsağı/ Sayfa:41)

 


Hızır Otobüs’ün gelmesi…

Harry irkilip geriledi. Ayakları sandığa çarptı, tökezledi. Düşüşünü kesmek için kolunu savururken asası elinden fırladı ve Harry olanca ağırlığıyla suyoluna yığıldı.
Sağır edici bir GÜM sesi duyuldu ve Harry ansızın ortaya çıkan kör edici ışıktan korunmak için ellerini kaldırıp gözlerine siper etti…
Bir çığlık atarak arkasındaki kaldırıma doğru yuvarlandı. Tam zamanında. Bir saniye sonra devasa bir çift tekerlek ve far, kulak tırmalayan bir frenle Harry’nin az önce yattığı yerde durdu. Harry başını kaldırdığında tekerlek ve farların üç katlı, iflah olmaz derecede mor bir otobüse ait olduğunu gördü. Otobüs adeta orada bitivermişti. Ön camında altın harflerle Hızır Otobüs yazıyordu. (Azkaban Tutsağı/ Sayfa:44)

 


Ruh emicilerin Treni Kontrol etmesi…

Ne var ki, görünmesi bir saniye bile sürmedi. Pelerinin altındaki yaratık Harry’nin bakışını hissetmiş gibi, el hemen siyah kumaşın katları arasına çekildi. Sonra da kukuletanın altındaki şey, her neyse, uzun uzun, ağır ağır, hırıltıyla nefes aldı. Sanki çevresinden havadan fazla şey emmek istiyor gibiydi.
Üzerlerine yoğun bir soğuk çöktü. Harry göğsünde soluğunun sıkışıp kaldığını hissetti. Soğuk derisinden de daha derinlere indi. Göğsünün içindeydi, kalbinin içinde…
Harry’nin gözleri devrildi. Göremiyordu. Soğukta boğuluyordu. Kulaklarında su sesi gibi bir çağıldama vardı. Aşağı çekiliyordu, kükreme gittikçe artıyordu…
Ve sonra uzaklardan feryatlar duydu; korkunç, korkmuş, yalvaran feryatlar. Bağıran her kimse, Harry ona yardım etmek istiyordu. Kollarını oynatmaya çalıştı, ama oynatamadı… Kalın, beyaz bir sis çevresinde, içinde anafor gibi dönüyordu –
“Harry! Harry! İyi misin?”
Biri yüzünü tokatlıyordu.
“N-ne?”
Harry gözlerini açtı.
(Azkaban Tutsağı/ Sayfa:101)

 


Çapulcu Haritası…

Asasını çıkardı, parşömene hafifçe dokunup, “Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum,” dedi.
Ve bir anda George’un asasını dokunduğu noktadan çizgiler çıkmaya, parşömeni bir örümcek ağı gibi sarmaya başladı, büyük, kıvrımlı yeşil kelimeler:

Mösyöler Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak
Sihirli Muziplik Sanatçılarının Yardakçıları
gururla sunar:
ÇAPULCU HARİTASI

(Azkaban Tutsağı/Sayfa:225)

 


Ateşoku

“O da ne?” dedi Ron, elinde paketinden çıkmış bir çift açık kahverengi çorapla uzanıp bakara.
“Bilmem…”
Harry paketi parçalarcasına açtı ve görkemli, pırıl pırıl bir süpürge yatak örtüsüne yuvarlanınca şaşkınlıkla içini çekti. Ron çoraplarını elinden düşürdü, daha yakından bakmak için yatağından zıplayıp kalktı.
Boğuk bir sesle, “İnanamıyorum,” dedi.
Bir Ateşoku’ydu, Harry’nin her gün Diagon Yolu’nda görmeye gittiği, rüyalarının süpürgesinin tıpkısı. (Azkaban Tutsağı/ Sayfa:260)

 


Lord Voldemort’un Hizmetkârı

“Bu kadarı yeter,” dedi Lupin. Ses tonu daha önce Harry’nin hiç duymadığı kadar sertti. “Olanları kanıtlamanın tek bir yolu var. Ron şu fareyi ver bana.”
“Verirsem ona ne yapacaksınız?” diye sordu Ron, gergin bir sesle.
“Ona kendini göstermeye zorlayacağım,” dedi Lupin. “Eğer gerçek fareyse, hiç zarar görmeyecek.”
Ron tereddüt etti, ama sonunda Scabbers’ı Lupin’e uzattı. Scabbers nefes almaksızın ciklemeye, kıvrılıp dönmeye başladı, minicik siyah gözleri yuvalarından uğrayacak gibiydi.
“Hazır mısın, Sirius?” dedi Lupin.
Black yatağın üzerinden Snape’in asasını almıştı bile. Lupin’e ve çırpınan fareye yaklaştı. Islak gözleri alev alevdi.
“Beraber mi?” dedi alçak sesle.
“Sanırım,” dedi Lupin. Bir eliyle Scabbers’ı, diğeriyle asasını tutuyordu. “Üçe kadar sayıyorum. Bir – iki –ÜÇ!”
İki asadan da mavi-beyaz ışık püskürdü; Scabbers bir an havada dondu kaldı, siyah bedeni deli gibi kıvranıyordu – Ron çığlık attı – fare yere düştü. Yine göz kamaştırıcı bir ışık parladı ve –
Büyüyen bir ağacın filmini hızla ileri sararak izlemek gibiydi. Yerden bir kafa çıkıyordu; kollar bacaklar çıkıyordu; az sonra Scabbers’ın yerinde bir adam ayakta durmuş, iki büklüm halde ellerini ovuşturuyordu.

İşte buradaki Scabbers Karanlık Lord’un hizmetkarıdır.
Azkaban Tutsağı/Sayfa:423)

 


Kılkuyruk’un kaçışı

Harry, Lupin’in siluetini görebiliyordu. Kaskatı kesilmişti. Sonra kolu bacağı titremeye başladı.
“Eyvah – “ diye yutkundu Hermione. Bu gece İksir’ini almadı! Güvenli değil!”
“Koşun,” diye fısıldadı Sirius. “Koşun ! Hemen!”
Ne var ki Harry koşamazdı. Ron zincirle Pettigrew ve Lupin’e bağlıydı. Harry ileri doğru atıldı, ama Sirius onu göğsünden yakalayıp geriye savurdu.
“Bana bırak – KOŞ!”
Korkunç bir hırıldama duyuldu. Lupin’in kafası uzuyordu. Vücudu da. Omuzları kamburlaşıyordu. Yüzünde ve ellerinin çevresinde gözle görülür şekilde kıllar çıkıyordu, elleri büyüyerek pençelere dönüşüyordu. Crookhanks’ın tüyleride havaya dikilmişti, geri geri gidiyordu –
Kurtadam arka ayakları üzerine kalkıp uzun çenesini takırdatırken, Sirius Harry’nin yanından yok oldu. Muazzam ayı gibi bir köpeğe dönüşerek ileri atıldı. Kurtadam kendini ona bağlayan pırangalardan kurtarırken, köpek de onu ensesinden yakalayıp geriye, Ron ve Pettigrew’dan uzağa çekti. Çene çeneye kilitlenmişlerdi, pençeleriyle birbirlerini paralıyorlardı –
Harry gördüklerinin etkisiyle olduğu yere çakıldı kaldı; onların kavgasına öyle dalmıştı ki, başka hiçbir şeyi fark etmiyordu. Onu kendine getiren, Hermione’nin çığlığı oldu –
Pettigrew, Lupin’in düşen asasını almak için yere atlamıştı. Sargılı bacağı üzerinde sağlam duramayan Ron düşmüştü. Bir pat sesi duyuldu, sonra parlak bir ışık görüldü – Ron yerde hareketsiz yatıyordu. Bir pat daha – Crookhanks havaya uçtu sonrada yere yığıldı.
“Expelliarmus!” diye haykırdı Harry, kendi asasını Pettigrew’a tutarak. Lupin’in asası havaya uçtu, gözden kayboldu. “Olduğun yerde kal!” diye bağırdı Harry, ileri doğru koştu.
Çok geç kalmıştı. Pettigrew da dönüşüm geçirmişti. Harry onun kel kuyruğunun Ron’un ileri uzanmış kolundaki prangadan kamçı gibi savrulup geçtiğini gördü, otların arasından hışırtı geldi. (Azkaban Tutsağı/Sayfa:442)

Poster


SersemLet Anket  
 

Melez Prens Filmi'nin Fragmanını Nasıl Buldunuz?
Tam beklediğim gibi süper.
İdare eder işte.
Hiç beğenmedim.

(Sonucu göster)


 
SersemLet Saat  
   
Reklam & DestekleyenLer  
 




Click to visit HPANA Top Sites Click to visit HPANA Top Sites Hortkuluk Avcisi TopSites arama motoru - arasana.com - arama motorları Visit MuggleNet.com!
 
Bizi Destekleyin TıklayıN  
 

Click to visit HPANA Top Sites

Veritaserum Topsites

 
Bugün 14 ziyaretçi (28 klik) kişi burdaydı!
Reklam Alanı



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol